Sizlerde günlük hayatta yararlanmış olduğunuz pratik bilgileri bizlerle ve sitemizi takip eden yüzbinler ile paylaşmak isterseniz bize iletmeniz yeterli.

yasamkolayligi@gmail.com

8 Ekim 2021 Cuma

Baş Ağrısı Nasıl Geçer?

 


Baş ağrısı, kişilerin baş ve boyun bölgesinden geçen sinirlerde ve kas dokusunda meydana gelen ağrılardır. Dayanılmaz olabilen baş ağrıları kimi zaman riskli hastalıkların belirtisi olabileceği gibi kimi zaman ise yorgunluk ya da soğuk algınlığı gibi hastalıklara bağlı olarak gelişebilir.

Baş ağrıları başın tamamında olabileceği gibi belirli bir kısmında ya da farklı bölgelerde gezinerek de kendini gösterebilir. Baş ağrıları;

  • Soğuk algınlığı,
  • Aşırı strese maruz kalma,
  • Bilgisayar ve telefon kullanımı,
  • Sigara ve alkol kullanımı,
  • Uykusuzluk,
  • Alerjik durumlar,
  • Bazı ilaçların kullanımı,
  • Parfüm- duman gibi kokulardan etkilenme
  • Tüketilen bazı besinlerden dolayı oluşabilir.

Baş Ağrısını Geçiren Yöntemler Nelerdir?

Dinlenmek

Yoğun çalışma temposu ya da uykusuzluk gibi nedenlere bağlı olarak gelişen baş ağrılarının önlenmesinde dinlenme oldukça etkilidir. Gün içerisinde birkaç saat dinlenme molası vermek ya da erken uyku süreleri ayarlamak baş ağrısının önlenmesini sağlayacaktır. Ayrıca görme sorunlarına bağlı olarak gelişen baş ağrılarının azalması için gözler de dinlendirilebilir.

Baş ağrısı olan kişi dinlenirken sıcak ve nemli bir ortama girmek yerine serin bir bölgeye geçmelidir. Ağrıya neden olan kaslar ve sinirler soğuk ortamda rahatlayarak ağrı hissinin azalmasını sağlar. Ayrıca karanlık bir yerde dinlenmek de vücudun genel olarak rahatlamasına yardım eder.

Sıcak Uygulama

Baş ağrınız eğer boyun bölgenizde başlıyor ve gerilim tipinde ilerliyorsa kaslarınızda bir gerilme meydana gelmiş olabilir. Ayrıca alın kısmınızda ve elmacık kemiklerinizin üzerinde bir ağrı varsa bu da sıcak uygulama ile geçecek ağrılardandır. Boyun bölgenizden başlayan ağrılar için sıcak su torbası yaparak ve ya sıcak bir havlu ile boyun kısmınıza sarabilirsiniz. Alın bölgenizde ağrı varsa sıcak ve nemli bir bez koyarak ağrıyı geçirebilirsiniz. Ufak bir duş da rahatlamanıza yardım edecektir.

Beslenme Düzeni

Başınızın arka kısmında oluşan ağrılar genelde tükettiğiniz ağır yemeklerden dolayı oluşabilir. Eğer alkol, sigara ve kafein gibi maddeler tüketiyorsanız buna bağlı olarak da ağrılar görülebilir. Sağlıklı beslenmeye dikkat etmeli ve aşırı yağlı ya da baharatlı ürünler tüketmemelisiniz.

Baş Masajı

Saçlarınızı çok sıkı bir şekilde bağlamışsanız tokanızı gevşeterek baş masajına başlayabilirsiniz. Ağrının olduğu bölgelerde saç derisine yapılacak masajlar kan dolaşımını artıracak ve rahatlamanızı sağlayacaktır. Baş masajında özel masaj tarakları kullanabileceğiniz gibi ellerinizle ya da herhangi bir tarakla da bu işlemi gerçekleştirebilirsiniz. Başınıza şapka, yüzücü gözlüğü gibi şeyler takmışsanız baş ağrınız bu kullanımlara bağlı olarak da gelişebilir. Baş bölgenizi rahatlattığınızda ağrınız geçecektir.

Zencefil Çayı

Yurt dışında yapılan araştırmalarda baş ağrısı için kullanılan ilaçlar kadar etkili olan zencefil migrende dahil olmak üzere pek çok baş ağrısına iyi gelmektedir. Yoğun baş ağrısı hissettiğinizde zencefil çayı tüketerek doğal bir ağrı kesici oluşturabilirsiniz.

Su İçmek

Vücutta oluşan ağrıların bir kısmı uzun süre hücrelerin beslenmemesinden kaynaklanabilir. Su tüketimi ise daha fazla oksijen ve besinin vücuda alınmasını sağlayacaktır. Baş ağrılarınız olduğunda biraz daha su tüketerek ağrıyı hafifletebilirsiniz.

Stresten Uzak Durmak

Uzun süre stres yaşayan kişilerde baş ağrıları kaçınılmaz bir durumdur. Sinirlerin gergin kalmasına neden olan bu durum için kişinin kendini rahatlatacak aktivitelere yönelmesi gerekir. Rahatlatıcı çaylar içmek, rahatlatan müzikler dinlemek ve meditasyon yapmak gibi aktiviteler ile stres azaltılabilir.

Ağrı Kesici Kullanmak

Başa alınacak darbeler ya da yorucu egzersiz yapılması gibi nedenlere bağlı olarak oluşan baş ağrılarının etkisini azaltmak için ağrı kesiciler kullanılabilir. Reçetesiz olarak satılan bu ilaçlar birkaç kerelik kullanıma uygundur. Uzun süren baş ağrılarında mutlaka doktora başvurmak gerekir.

1 Mart 2020 Pazar

Çinli Corona (Koronavirüs) Virüs Belirtileri ve Korunma Yolları


Coronavirüsler, çoğu insanın hayatının bir anında karşılaştığı virüslerdir. İnsan corona virüsleri genellikle hafif ve orta şiddette üst solunum yolu hastalıklarına neden olur. Corona virüslerin alfa, beta, gama ve delta olarak bilinen dört alt grubu vardır. Coronavirus’lar (CoV), soğuk algınlığından Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS-CoV) ve Ağır Akut Solunum Sendromu (Severe Acute Respiratory Syndrome, SARS-CoV) gibi daha ciddi hastalıklara kadar çeşitli hastalıklara neden olabilmektedir.Corona Virüsü Nedir?

Corona Virüsü Solunum Yollarını Hedef Alıyor

Corona virüsler (CoV), hafif düzeyli soğuk algınlığından şiddetli solunum sıkıntısına kadar farklı tablolara neden olan büyük bir virüs ailesidir. Coronavirus’ların insanlarda dolaşımda olan alt tipleri (HCoV-229E, HCoV-OC43, HCoV-NL63 ve HKU1-CoV) çoğunlukla soğuk algınlığına sebep olan virüslerdir. SARS-CoV, 21. yüzyılın ilk uluslararası sağlık acil durumu olarak 2003 yılında, daha önceden bilinmeyen bir virüs halinde ortaya çıkmış olup yüzlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Yaklaşık 10 yıl sonra Coronavirus ailesinden, daha önce insan ya da hayvanlarda varlığı gösterilmemiş olan MERSCoV (Middle East Respiratory Syndrome Coronavirus) Eylül 2012’de ilk defa insanlarda Suudi Arabistan’da tanımlanmış; ancak daha sonra aslında ilk vakaların Nisan 2012’de Ürdün Zarqa’daki bir hastanede görüldüğü ortaya çıkmıştır. SARS Coronavirus’u ile uzaktan bağlantılı olmasına rağmen, yaşanmış olan SARS tecrübesinden ötürü endişe oluşturmuştur. 31 Aralık 2019’da DSÖ Çin Ülke Ofisi, Çin’in Hubei eyaletinin Vuhan şehrinde etiyolojisi bilinmeyen pnömoni vakalarını bildirmiştir. 7 Ocak 2020’de etken daha önce insanlarda tespit edilmemiş yeni bir coronavirus (2019-nCoV) olarak tanımlanmıştır. Daha sonra 2019-nCoV hastalığının adı COVID-19 (2019-nCoV Hastalığı) olarak kabul edilmiştir.

Nasıl Bulaşır?

Yeni Coronavirusun, diğer Coronaviruslar gibi solunum salgıları ile bulaştığı düşünülmektedir. Hasta kişilerden öksürük, hapşırık, gülme, konuşma sırasında çevreye saçılan virus içeren solunum salgısı damlacıkları, sağlam kişilerin mukozalarına temas ederek bu kişilerin hastalanmasına neden olur. Hastalığın bu şekilde insandan insana bulaşması için yakın temas (1 metreden yakın) gereklidir.

Belirtileri Nelerdir ve Tanısı Nasıl Konulur?

Üst solunum yolu hastalıkları belirtilerinden bazıları olan burun akıntısı, öksürük, boğaz ağrısı ve ateş virüsün belirtilerindendir. Bu belirtilere ilaveten COVID-19 nısı için, son 14 günde hastalığın görüldüğü ülkelerden(Çin, Kore gibi uzak doğu ülkeleri, İran vb) gelmiş olmak yada hasta biriyle yakın temas öyküsü olması gerekmektedir. Bu virüsler bazen zatürre gibi alt solunum yolu hastalıklarına yol açabilir. Bu durum kalp-akciğer hastalarında, bağışıklık sistemleri yetersiz kişilerde veya yaşlılarda daha sık görülür. Virüsün teşhisi için klinik belirtileri hafif olduğundan laboratuvar testleri genellikle çok sık kullanılmaz. Ancak hekim gerek gördüğünde polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) ile virüsün genetik parmak izine bakılan laboratuvar testleri kullanılabilir.

Ateş, Öksürük ve Nefes darlığı Varsa Dikkat!

COVID-19’a maruziyetten semptomların başlamasına kadar olan süre (inkübasyon süresi) 2 ile 14 gündür. COVID-19 enfeksiyonu teyit edilmiş birçok insanda ateş, öksürük, nefes darlığı semptomlarıyla, ciddi akut solunum hastalığı ortaya çıkmıştır. Bazı hastalarda ishal, bulantı, kusma şeklinde sindirim sistemi bulgularının da tabloya eşlik ettiği görülmüştür.
Virüsün bulaştığı hastalarda zatürre ve böbrek yetmezliği gibi ciddi komplikasyonlar geliştiği ve bu hastaların yaklaşık %3’ünün hayatını kaybettiği görülmüştür. Ölümlerin çoğunda altta yatan başka tıbbi problemler (ileri yaş, şeker, kanser, kronik akciğer, kalp ve böbrek hastalıkları gibi) vardır. Özellikle genç erişkinlerde, semptomlar soğuk algınlığı belirtileri gibi hafiftir. Bazılarında hiç belirti yoktur ve bu hastalar genellikle iyileşirler.

Özetle Hastalığın Belirtileri:

  • Ateş
  • Öksürük
  • Nefes darlığı
  • İshal(Daha az)
  • Bulantı ve kusmadır

Nasıl Tedavi Edilir?

Corona virüs hastalığı(COVID-19) olan çoğu kişide hafif seyirli olduğundan hastalar ilaç tedavisine gerek duymadan iyileşebilir. Ancak bazı belirtileri azaltmak ve hastayı rahatlatmak için, hastaya ağrı kesici ve ateş düşürücüler, öksürük ilaçlarıyla bol sıvı desteği ve istirahat önerilir. Ek hastalığı ve durumu ağır olanların hastanede yatarak tedavileri gerekebilir.

Corona Virüsünden Korunmak İçin Mutlaka Bu Önlemleri Alın

Enfeksiyonun yayılmasını önlemek için standart öneriler arasında düzenli el yıkama, öksürme ve hapşırma sırasında ağız ve burnun kapatılması, et ve yumurtaların iyice pişirilmesi yer alır. Öksürme ve hapşırma gibi solunum yolu rahatsızlığı belirtileri gösteren kişilerle yakın temastan kaçınmalıyız.
Şu an COVID-19 enfeksiyonuna karşı geliştirilmiş bir aşı henüz yoktur.
Corona virüs dahil tüm solunum yolu hastalıklarından korunabilmek için aşağıdaki önlemlerin düzenli olarak uygulanması önerilmektedir:
  • Ellerinizi sık sık, 20 saniye süreyle su ve sabunla yıkayın. Küçük çocukların da aynı şekilde ellerini yıkamasını sağlayın.
  • Su ve sabun bulunamıyorsa alkol bazlı bir el dezenfektanı kullanın.
  • Öksürürken veya hapşırırken ağzınızı ve burnunuzu kağıt mendille kapatın, ardından mendili mutlaka çöpe atın.
  • Kirli ellerle ağzınıza, burnunuza ve gözlerinize dokunmayın.
  • Corona Virüs belirtileri olan yada teşhisi konmuş hastalarla aynı kaptan yemek yemek, aynı bardağı paylaşmak veya öpüşmek gibi kişisel temastan kaçının.
  • Kapı kolları ve oyuncak gibi sık dokunulan yüzeyleri temizleyin ve bunları dezenfekte edin.
Dünya Sağlık Örgütü, riskli bölgelere seyahat eden herkes için aşağıdaki tavsiyeleri vermektedir;
  • Çiftlikler, pazarlar, ahırlar ve hayvanların bulunduğu diğer yerleri ziyaret ederken genel hijyen kurallarına uymalarını,
  • Hayvanlarla temas öncesi ve sonrası düzenli olarak ellerini yıkamalarını,
  • Hasta hayvanlarla temastan kaçınmalarını,
  • Çiğ ya da iyi pişmemiş hayvan ürünlerini tüketmemeleri gerektiği
konusunda uyarmaktadır

19 Şubat 2020 Çarşamba

Evde Diş Beyazlatma Nasıl Yapılır?

Gülüşünüz kişiliğiniz hakkında çok şey ortaya çıkarabilir. Doğal olmayan beyaz ve parlak dişler biraz sinir bozucu olsa da, sağlıklı bir beyaz gülümseme etkili bir izlenim ve davetkar bir sinyal verir.Peki, uzun vadede zararlı olabilecek pahalı diş beyazlatma seanslarına başvurmadan dişlerinizi anında beyazlatmayı nasıl başarabilirsiniz? Öğrenmek için okumaya devam edin.Kırmızı şarap, bira, siyah çay, kahve ve kola gibi koyu renkli sıvıların düzenli olarak tüketilmesi, dişlerin sararması ve lekelenmesinden sorumlu en belirgin suçludur.  Sigara içmekte lekeli dişlerin bir başka önemli nedenidir.Hafif bir aşındırıcı madde olan karbonat, bilinçli bir şekilde kullanıldığında etkili bir diş beyazlatıcı ilaçtır. Diş lekeleri ve plağın çıkarılması için en iyi sonucu verir ve ayrıca renk bozulmasını önler.
Periyodik kullanımı, ağızda genellikle diş çürümesine ve diş eti sorunlarına yol açan bakteriyel asitleri nötralize edebildiği için iyi ağız hijyenini de destekler.
Diş beyazlatma yöntemlerinin bilinçsiz kullanımı neredeyse her zaman diş problemlerine yol açar, diş emayesi erozyonu en belirgin olanıdır. Ancak karbonatla uygulanan yöntemler, hem sağlıklı bir ağız bakımı sunar hem de düzenli aralıklarla kullanıldığında, takdire şayan sonuçlar üretebilir.
Karbonat Kullanarak Evde Diş Beyazlatma Yöntemleri
Karbonatın sürekli kullanılması tavsiye edilmez çünkü karbonat çoğu diş macununun ana bileşeni olan florür içermez.
Florür, dişlerinizin sağlığını ve gücünü korumanın yanı sıra çürükleri önlemede de etkilidir.
Artık ilgili riskleri ve dikkat etmeniz gereken önlemleri bildiğinize göre, dişlerinizi beyazlatmak ve o tatlı gülümsemeui göstermeye hazırlanmak için beş etkili ve ucuz karbonat çözümlerine göz atabiliriz.
1.Yöntem : Karbonat ile su kullanın
Karbonat diş macunu çeşitlerine göre diş beyazlatma ve leke çıkarmada popüler olmuştur. Evde diş beyazlatma için karbonat kullanmanın en basit yollarından biri karbonat ve su karışımını kullanmaktır.
Bu tek bileşenli yöntem hızlı ve kolay bir şekilde bir araya getirilebilir ve bunun için kolayca musluk suyunu kullanabilirsiniz.
1. Adım: Karbonat karışımı için malzemeleri birleştirin
  • 1 çorba kaşığı karbonat içine yeterli miktarda su koyun.
  • Pürüzsüz ve akan bir karışım yapmak için malzemeleri iyice karıştırın.
2. Adım: Karbonat ile dişlerinizi fırçalayın
  • Karbonat macununu diş fırçanıza koyun ve dişlerinizi yaklaşık 2 dakika dikkatlice fırçalayın.
  • Karbonat kalıntılarını temizlemek için ağzınızı tamamen durulayın ve dişlerinizin anında beyazladığını görün.
  • İyi sonuçlar elde etmek için bu yöntemi birkaç ay boyunca haftada bir kez tekrarlayın.
2.Yöntem: Diş macunu ile karbonat kullanın
Normal diş macununa karbonat ekleyerek etkisini kat kat artırabilirsiniz. Diş beyazlatma için en güvenli seçeneklerden biriside bu yöntemdir.
Diş macunundaki florür, dişleri çürüklerden korur ve diş minesinin güçlendirilmesine yardımcı olur. Karbonatın hafif aşındırıcı özelliği, diş lekelerinin çıkarılmasına yardımcı olacaktır. En iyi sonuçlar için süslü jeller yerine beyaz bir macun kullanın.
İhtiyacınız olan malzemeler:
  • 1 yemek kaşığı karbonat (hafif aşındırıcı)
  • 2 yemek kaşığı diş macunu (çürükleri önler)
1.Adım:  Etkili bir karışım hazırlamak için malzemeleri birleştirin
  • Küçük bir kaseye biraz karbonat koyun.
  • Herhangi bir diş macunundan iki kat olacak şekilde ekleyin.
  • Pürüzsüz bir macun yapmak için iki malzemeyi tamamen karıştırın.
2.Adım: Karbonatlı diş macunu ile dişlerinizi fırçalayın
  • Karbonat ve diş macunu karışımını diş fırçanıza koyun ve dişlerinizi yaklaşık 2 dakika fırçalayın.
  • Dişlerinizin rengindeki ani değişimi gözlemlemek için ağzınızı suyla tamamen durulayın.
  • Gözle görülür değişiklikleri gözlemlemek için bu yöntemi birkaç ay boyunca haftada bir veya iki kez tekrarlayın.
3.Yöntem: Hidrojen Peroksit ile Karbonat Kullanın
Hidrojen peroksit, diş beyazlatma için güvenli bir ağartma maddesidir. Çoğu diş beyazlatma ürününde kullanılan aktif bir maddedir. Hidrojen peroksit ayrıca zararlı bakterileri öldürerek ağzın dezenfekte edilmesine yardımcı olur.
Hidrojen peroksidin karbonat ile birleştirilmesi, dişlerin yüzeyindeki leke moleküllerini parçalamaya yardımcı olan serbest radikalleri serbest bırakır. Lekeler daha sonra kolayca fırçalanabilir.
İhtiyacınız olan malzemeler:
  • 1 yemek kaşığı karbonat (renk değişikliğini önler)
  • Macun yapmak için % 3 Hidrojen peroksit (ağartma maddesi)
1.Adım: Bir macun yapmak için malzemeleri birleştirin
  • Küçük bir kaseye 1 çorba kaşığı karbonat koyun.
  • Macun yapmak için yeterince% 3 hidrojen peroksit dökün.
  • Pürüzsüz bir macun yapmak için malzemeleri tamamen karıştırın.
2. Adım: Karbonat-hidrojen peroksit macunu ile dişlerinizi fırçalayın
  • Macunu diş fırçanıza koyun ve dişlerinizi yaklaşık 2 dakika fırçalayın.
  • Ağzınızı bol su ile yıkayın ve dişlerinizin tek seferde beyazlaştığını gözlemleyin.
  • İyi sonuçlar almak için bu aktiviteyi 8 ila 10 hafta boyunca haftada iki kez tekrarlayın.
Not: Macun dişleriniz ve diş etleriniz için çok sert geliyorsa, hidrojen peroksidi karbonat ile karıştırmadan önce eşit miktarda suyla seyreltin.
4.Yöntem: Hindistan Cevizi Yağı ile Karbonat Kullanın
Hindistan cevizi yağı son zamanlarda ağız sağlığı ile ilgili yararları ile tanınmaktadır. Ağızdaki zararlı bakterileri parçalayan ve böylece ağız sağlığını iyileştiren bir ajan olan laurik asit içerir.
Karbonat ile birleştirildiğinde, ağız sağlığınıza çok yönlü bakım yapan sağlıklı ve güvenli bir diş beyazlatma tarifi sunar.
İhtiyacınız olan malzemeler:
  • 1 yemek kaşığı karbonat (doğal temizlik maddesi)
  • 1 yemek kaşığı hindistan cevizi yağı (ağız sağlığını iyileştirir)
1.Adım: Bir macun yapmak için malzemeleri birleştirin
  • Bir kabın içine biraz karbonat koyun ve eşit miktarda hindistan cevizi yağı ile karıştırın.
  • Hindistan cevizi yağını tarifte kullanmadan önce mikrodalgada eritebilirsiniz, ancak ağzınızın sıcaklığı yağı eritmek için yeterli olduğundan bu adımı atlayabilirsiniz.
2.Adım: Karbonat-hindistancevizi yağı macunu ile dişlerinizi fırçalayın
  • Diş fırçanıza biraz macun koyun ve dişlerinizi anında beyazlatmak için yaklaşık 2 dakika fırçalayın.
  • Karbonatı tamamen temizlemek için ağzınızı bol ılık suyla durulayın. Ağzınızda biraz hindistancevizi yağı kalabilir bu zararlı değildir.
  • Bu yöntemi birkaç ay boyunca haftada 2 veya 3 kez tekrarlayın.
5.Yöntem: Çilek ve Tuz ile Karbonat Kullanın
Çilek parlak kırmızı bir renge sahip olsa da, içinde bulunan askorbik asit diş beyazlatma için iyi bir ağartma maddesi görevi görür. Çileği karbonat ve bir tutam tuzla birleştirdiğinizde, etkili bir diş beyazlatma tarifi elde etmiş olursunuz.
Limon suyunda olduğu gibi, bu yöntemle de bazı önlemler almanız gerekir. Diş etlerini ve diş minesini korumak için kullanım sıklığını ayda iki kez ile sınırlandırın.
2015 yılında Operatif Dişhekimliği’nde yayınlanan bir inceleme yazısında, karbonat ve çilek karışımının beyazlatıcı bir ajan olarak etkili bir şekilde kullanıldığını belirtmektedir. Bununla birlikte, diğer geleneksel yöntemler arasında en az etkili olanıdır. 
İhtiyacınız olan malzemeler:
  • 1 yemek kaşığı karbonat (temizlik maddesi)
  • 2 veya 3 adet büyük çilek (ağartma maddesi)
  • Bir tutam tuz
1. Adım: Çilekleri ezin
  • 2 veya 3 adet büyük çileği çatalla ezin.
2.Adım:  Karbonat ve tuzu karıştırın
  • Üzerine 1 çorba kaşığı karbonat ekleyin ve iyice karıştırın.
  • Bir tutam tuz ekleyin ve tekrar karıştırın.
  • Oranı akılda tutarak, bu çilek macunundan gerekli miktarda yapabilirsiniz.
3.Adım: Karbonat ve çilek-tuz macunu ile dişlerinizi fırçalayın
Çilek macununu diş fırçanıza koyun ve anında sonuç almak için dişlerinizi fırçalayın.
  • Çilek ve karbonatın tüm izlerini gidermek için ağzınızı sade suyla iyice durulayın.
  • Bu aktiviteyi birkaç hafta boyunca iki haftada bir tekrarlayın.
Karbonat ile dişlerinizi beyazlatmak için ipuçları
  • Eğer dişlerinizde veya diş etlerinizde hassasiyet varsa, dişlerinizi fırçalarken bile dişleriniz kanıyorsa dişlerinizi beyazlatmak için karbonat kullanmadan önce diş hekiminize danışın.
  • Diş beyazlatma tekniklerini uygulayacam diye düzenli ağız hijyeninizden vazgeçmeyin. Yatmadan önce ve sabah uyandıktan sonra daima dişlerinizi normal diş macununuzla fırçalayın.
  • Macunları mümkün olduğunca sade olanlardan seçin. Karışımlı macunlar diş minesine zarar verebilir.
  • Dişlerinizi tek seferde 2 dakikadan fazla fırçalamaktan kaçının ve diş etlerinizi ve emayenizi zarar görmekten korumak için sert fırçalar kullanmayın.
  • Bu karbonatla diş beyazlatma yöntemlerini haftada 2 veya 3 kereden fazla kullanmayın veya yukarıda belirtildiği gibi daha az kullanabilirsiniz.
  •  Aşırı kullanım diş minesinin erozyonuna ve diş hassasiyetine neden olabilir.
  • Dişlerinizi doğal olarak temiz tutmanıza yardımcı olmak için diyetinize çilek, elma, çiğ havuç ve kereviz ekleyin.

Cilt Kuruluğuna Ne İyi Gelir?

Dermatologlar hassas ve kuru cildi, darbelere veya cilt erozyonu gibi cilt reaksiyonlarına ve kızarmaya eğilimli cilt olarak tanımlar. Aşırı cilt kuruması cilt altındaki sinir uçlarını etkileyerek hassas cilt reaksiyonlarına neden olur.
Hassas cilt reaksiyonların diğer nedenleri egzama, rosacea( yüzün belirli bölgelerinde sivilcemsi kızarıklık) ve alerjik kontakt dermatit(derinin bazı maddelerle teması sonucu oluşan bir reaksiyondur) gibi deri hastalıkları ve alerjik deri reaksiyonlarıdır.
Aşırı sıcağa, güneşe yada rüzgara maruz kalma gibi çevresel faktörlerde hassas cilt tepkimelerine neden olabilir.
Makyaj sırasında aşırı kimyasal madde kullanımı, güneş ışığına maruz kalma, cilt bakım ürünleri de ciltte hassasiyete neden olmaktadır. Bu tür ciltler kurumaya, kaşınmaya ve kızarmaya daha fazla eğilimlidir. Ayrıca hassasiyet derecesi kişiden kişiye değişebilmektedir.
Böyle ciltler son derece reaktif ve hassas olduğundan, ekstra bakım ve özel ilgi gerektirir. Hassas cilt bakımı sabır gerektirir.

Cilt Kuruluğuna Ne İyi Gelir – Kuru Ciltler İçin Doğal Bakım Yöntemleri

1. Günde Bir Bardak Limon Suyu İçin
Hassas cilde sahip olanların güne bir bardak limonlu su içerek başlamaları gerekir. Limon suyu kandaki toksinleri temizleyerek cildi parlatır ve leke, kırışıklık, sivilce gibi cilt sorunlarından kurtulmanıza yardımcı olur.
Limon suyu hazırlamak için bir bardak ılık suya yarım limonun suyunu sıkın. İçerisine biraz bal katıp kahvaltılardan yarım saat önce için.
Ayrıca, cildinizi gün boyu nemli tutmak için bol bol su için.
2. Güneşin Zararlı Işınlarından Korunun 
Cildinizi ultraviyole (UV) ışınlarından korumak çok önemlidir. Dolayısıyla güneşe çıkmadan önce güneş kremi kullanın. Fakat endokrin bozucu kimyasallar içeren kremlerden uzak durun bunun yerine çinko oksit ve titanyum dioksit gibi malzemelerden üretilmiş olan kremleri kullanabilirsiniz.
Bu katkı maddeleri, herhangi bir yan etkiye neden olmadan, geniş spektrumlu koruma sağlar. Ayrıca, cildi zararlı ışınların yüzde 97’sinden korur.
Yaz yada kış fark etmez, evinizden çıkmadan en az yarım saat önce güneş kremi kullanın.
3. Cilt Bakım Ürünlerini Seçerken Dikkatli Olun  
Temizleyici, nemlendirici yada sabun alırken dikkatli olun. Cilt bakımı için üretilen kozmetik alkol ürünleri, sert exfoliants, sodyum lauryl sülfat, petrokimya, asitler ve renklendirici maddeler içeren ürünler cildinizi tahriş edebilir. Sentetik kokulardan uzak durun.
Bunun yerine, beyaz çay, yeşil çay, aloe vera, papatya, nergiz ve deniz ürünleri gibi güçlü antioksidanlar içerikli doğal ürünleri kullanabilirsiniz.
4. Makyajınıza Dikkat Edin
Hassas ve kuru cilde sahip olanlar hem ürün alırken dikkatli olmalı hem de makyaj yaparken. Cildinizi az tahriş edici ürünler kullanın. Su geçirmez kozmetik ürünleri kullanmayın.
Eğer hassas bir cildiniz varsa karmaşık anti aging ürünlerinden uzak durun. Eskiyen makyaj malzemelerini yenileriyle değişin ve kesinlikle kimseyle paylaşmayın. Hatta mümkünse fazla makyaj yapmayın.
5. Nemlendirici Olarak Hindistan Cevizi Yağı Kullanın
Saf Hindistan cevizi yağı hassas ve kuru ciltler için doğal bir nemlendiricidir. Bu yağ Ekstra virgin saf hindistan cevizi yağı hassas ciltler için doğal bir nemlendiricidir. Hindistan cevizi yağı gözeneklere derinlemesine nüfuz ederek, besler ve nemlendirir.
Buna ek olarak deri iltihabına ve egzamaya da iyi gelir.
Yatmadan önce hindistan cevizi yağı ile yüzünüze, kol ve bacaklarınıza masaj yapabilirsiniz. Sabaha kadar kaldıktan sonra sabah ılık su ile yıkayabilirsiniz.
6. Cildinizi Süt ile Temizleyin
Çiğ süt hassas ciltler için mükemmel bir temizleyicidir. Süt, kuru ve kaşıntılı cilt sorunundan kurtulmanıza yardımcı olur. Ayrıca cildinizi nemli tutar ve cilt sağlığını iyileştirir.
Cildinizi temizlemek için pamuğu süte batırın ve hafifçe yüzünüze sürün. 15 dakika boyunca beklettikten sonra ılık su ile durulayın.
7. Cildinizi Gül Suyu ile Şımartın
Gün suyu soğutucu ve büzücü özellikleri ile hassas ciltlere şifa olur. Ayrıca cildin PH dengesini ayarlayarak kurumasının ve yağlanmasının önüne geçer. Hemde bunları yaparken herhangi bir deri reaksiyonuna neden olmaz.
Gül suyunu düzenli olarak kullanarak kırışıklıklardan kurtulabilir ve cildin parlaklığını artırabilirsiniz.
Yatmadan önce yüzünüze biraz gül suyu sürün ve öyle uyuyun. Ayrıca makyajınızı gül suyu ile çıkarabilirsiniz.
8. Sağlıklı Gıdalarla Beslenin 
Sağlıklı beslenmek hassas ciltlerin yanı sıra tüm vücut için faydalıdır. Cildinizi sağlıklı tutmak, kurumasını ve tahriş olmasını önlemek için vitamin, mineral, antioksidan, protein ve omega-3 gibi tekli doymamış yağ açısından zengin gıdalar ile beslenin.
Zeytinyağı, sarımsak, zerdeçal, zencefil, mayhoş vişne, yaban somonu, ıspanak, tatlı patates, yaban mersini, ceviz ve avokado gibi anti-inflamatuar içeren gıdalardan daha fazla tüketin.
9. Yeşil Çay İçin 
Yeşil çay hassas cilde sahip olanlar için faydalıdır. Cildi zararlı serbest radikallere karşı korur ve gençleştirir.
Günde birkaç bardak yeşil çay içerek yaşlanma belirtilerini azaltabilir ve güneşin cildinize verdiği hasarı engelleyebilirsiniz.
10. Haftalık Peeling Yapın 
Peeling yapmak tüm cilt tipleri için önemlidir. Bu yöntemle cildin yenilenme sürecini hızlandırabilir ve cilt yüzeyindeki ölü hücrelerin temizlenmesini sağlayabilirsiniz.
  • Bu ile kendi peeling maskenizi yaparak başlayabilirsiniz.
  • Çileği püre haline gelene kadar ezin.
  • İçerisine biraz yoğurt ve yulaf ezmesi katın.
  • Bu maskeyi yüzünüze sürün ve hafif hareketlerle masaj yapın.
  • Ardından soğuk su ile durulanın.
  • Bu işlemden sonra cildinize nemlendirici sürebilirsiniz.
Ek İpuçları
  • Cildinizi temizlemek için sıcak su kullanmayın.
  • Hassas ciltlerde petrol bazlı ürünler kullanmayın.
  • Cilt bakımı için kaliteli malzemeler kullanın.
  • Aşırı sıcak ve soğuklarda kendinize dikkat edin.
  • Alkol ve sigaradan kaçının.
  • Cildinde alerjiye neden olan şeyleri belirleyin ve tedavi için doktora başvurun.
  • Her gün egzersiz yaparak ciltteki kan akışını artırabilirsiniz.

6 Şubat 2018 Salı

Yürüme Bozuklukları Nasıl Düzeltilir?

Yürüme bozukluğu vücut sağlığını doğrudan etkileyen rahatsızlıklardan birisidir. Bu nedenle yürüyüş bozukluklarının zaman kaybedilmeden tedavi edilmesi gerekir. Rehabilite yöntemleri ile yürüyüş bozuklukları bir süreç içerisinde izlenir ve tedavi edilir. 
Yürüme bozukluklarına neden olan etkenlerden birisi yanlış ayakkabı seçimidir. Ayak sağlığına çocukluk dönemlerinden itibaren özen göstermemek ileride yürüme bozukluklarına yol açar. Kişilerin ayak biçimlerine göre ayakkabı seçmesi ve bacaklarını rahatsız etmeyecek şekilde ayakkabı giymesi gerekir. 
Yürüme ve denge bozukluğunun bir diğer nedeni de fizyolojik etkenlerdir. Nörolojik hastalıklar, kulak ve tiroid hastalıklarında da yürüme bozukluğu görülebilir. Bu nedenle ortaya çıkan yürüme bozuklukları B12 vitamini ile tedavi edilebilir. B12 vitamini sinir hücrelerini yeniden onarmaktadır. DNA yapımı için de kullanılan bu vitamin yürümüye engel olan fiziksel dezavantajların giderilmesini sağlar. 
Yürüme bozuklukları birtakım sakatlanmalardan dolayı da ortaya çıkabilir. Bu sakatlıkların düzenli bir şekilde rehabilite edilmemesi kalıcı olarak yürüme bozukluğunun ortaya çıkmasına neden olur. Sakatlanma nedeniyle ortaya çıkan stepaj ve kasınçlı yürüme rahatsızlıklarında kişilerin rehabilitasyon merkezinde tedavi olması gerekir. Bu tip yürüme bozukluğu olan hastalar, yürüme anında ayağını sürüklememek için diğer ayağını yukarıda tutar. Kasınçlı yürüme bozukluklarında ise hastalar, yürürken ayağını kaldırmaz ve sürükler. 
Yürüme rahatsızlıklarının giderilmesi için kişilerin bacak korsesi veya ayakkabı yükseltici gibi ekipmanlar kullanması gerekir. Bacak korseleri, yürüma anında bacağın kendisini bükmesini engeller ve bacağa düzgün bir şekil verir. Bacak korsesi, özellikle sakatlanmalar sonucunda ortaya çıkan yürüme bozukluklarında önerilir. Bu korse ile günde yarım saatlik yürüyüşler yapmak bacak kaslarının gelişimini sağlar. Korse ile yürüyüşler her zaman tarta pistlerde ve spor merkezlerinde yapılmalıdır. Engebeli bölgelerde yürümek bacağı zorlayabilir. Ayakkabı yükselticileri ise bacaklar arasında boy farkı varsa tercih edilmelidir. Bu şekilde bacakların aynı oranda olması sağlanır ve yürüme bozukluğu giderilebilir.
Yürüme bozukluklarında B12 vitamini ek olarak alınmalı ve rehabilitasyon merkezinde düzenli olarak kontrolden geçilmelidir. Yürümede gözle görülen düzelmelerin sağlanması için belirtilen ekipmanların kullanılması gerekir. Spor merkezlerinde de çeşitli yürüme aletlerinde çalışmalar yapılabilir ve kas grupları gelişitilebilir. 

2 Şubat 2018 Cuma

Diş Nasıl Daha Beyaz Görünür?

Bazı insanlar doğuştan beyaz dişlere sahipken bazı insanlar daha sarı dişlere sahiptirler. Ten rengi gibi diş rengi de farklılık gösterir. Gülümsemeyi daha da güzelleştiren dişlerin daha beyaz olması oldukça mümkündür. Günlük hayatta içilen kahveler, çaylar veya sigara gibi maddeler dişe zarar vermekle kalmayıp renginin de sararmasına neden olur. Dişlerin temizliği için sigara kullanımı ve kahve gibi içeceklerin kullanımı da azaltılmalıdır. Bununla birlikte diş hekimizin onayıyla evde uygulacağınız kolay yöntemlerle de dişlerinizi daha beyaz hale getirebilirsiniz.
Evde uygulanacak basit yöntemler
  • Karbonat kullanabilirsiniz. Dişlerinizi karbonat içeren diş macunuyla günde iki kez fırçalayabilirsiniz. Böylece daha beyaz ve güçlü dişlere sahip olacaksınız. Bunun yanında diş ipi de kullanmayı aksatmayın. Fazlaca kahve, sigara, çay tüketiyorsanız dişlerinizi günde 3 kez fırçalamanızda fayda vardır.
  • Adaçayı kullanabilirsiniz. Bir miktar adaçayını ezerek haftada bir kez hafif ıslattığınız diş fırçanızın üzerine dökün ve çok bastırmadan dişlerinizi bununla fırçalayın.
  • Bir başka yöntem ise çilek kullanın. Mevsiminde olan çileği iyice ezerek hafif ıslatılmış diş fırçanızın üzerine koyun ve bununla dişlerinizi fırçalayın. Bu yöntemi günde bir kez uygulayabilirsiniz. 
Dişlerinizi fırçalarken doğru fırçaladığınızdan emin olun. Diş hekiminize başvurduğunuz taktirde onun söylediği gibi dişlerinizi fırçalayın ve fırçalarken çok bastırmamaya dikkat edin. Böylece güçlenen diş etiniz de dişlerinizin daha beyaz görünmesinde önemli rol oynayacaktır. 
Başka dikkat edeceğiniz husus ise diş beyazlatıcı olarak kullanılan diş macunlarıdır. Bu macunlar aşındırıcı maddeler içeriyor olabilir. Dişlerini beyazlatırken aşınmasına sebep olabilirler. Bu yüzden kullanacağınız diş beyazlatıcı macunların size göre olup olmadığına dikkat etmeniz gerekmektedir. 
Diş beyazlatma tedavileri de dikkat edeceğiniz diğer önemli konulardan birisidir. Dişlerinizi beyazlatmak isterken hassaslaşmasına ve böylece hassaslaşmış olan dişlerinizin kırılmasına neden olabilirsiniz. Diş beyazlatma tedavisi uygulamadan önce mutlaka bir ağız tedavisinden geçmelisiniz. Dişlerinizde bulunan çürükler, kaplamalar, porselenler de dişlerinizi sarartıyor olabilir. Hekiminize başvurduktan sonra sizin için en iyi olan yöntemi belirleyerek daha beyaz dişlere sahip olabilirsiniz. Beyaz dişlere sahip olmakla kalmak dişlerinizi daha kuvvetli hale getirebilirsiniz.