Sizlerde günlük hayatta yararlanmış olduğunuz pratik bilgileri bizlerle ve sitemizi takip eden yüzbinler ile paylaşmak isterseniz bize iletmeniz yeterli.

yasamkolayligi@gmail.com

6 Şubat 2018 Salı

Yürüme Bozuklukları Nasıl Düzeltilir?

Yürüme bozukluğu vücut sağlığını doğrudan etkileyen rahatsızlıklardan birisidir. Bu nedenle yürüyüş bozukluklarının zaman kaybedilmeden tedavi edilmesi gerekir. Rehabilite yöntemleri ile yürüyüş bozuklukları bir süreç içerisinde izlenir ve tedavi edilir. 
Yürüme bozukluklarına neden olan etkenlerden birisi yanlış ayakkabı seçimidir. Ayak sağlığına çocukluk dönemlerinden itibaren özen göstermemek ileride yürüme bozukluklarına yol açar. Kişilerin ayak biçimlerine göre ayakkabı seçmesi ve bacaklarını rahatsız etmeyecek şekilde ayakkabı giymesi gerekir. 
Yürüme ve denge bozukluğunun bir diğer nedeni de fizyolojik etkenlerdir. Nörolojik hastalıklar, kulak ve tiroid hastalıklarında da yürüme bozukluğu görülebilir. Bu nedenle ortaya çıkan yürüme bozuklukları B12 vitamini ile tedavi edilebilir. B12 vitamini sinir hücrelerini yeniden onarmaktadır. DNA yapımı için de kullanılan bu vitamin yürümüye engel olan fiziksel dezavantajların giderilmesini sağlar. 
Yürüme bozuklukları birtakım sakatlanmalardan dolayı da ortaya çıkabilir. Bu sakatlıkların düzenli bir şekilde rehabilite edilmemesi kalıcı olarak yürüme bozukluğunun ortaya çıkmasına neden olur. Sakatlanma nedeniyle ortaya çıkan stepaj ve kasınçlı yürüme rahatsızlıklarında kişilerin rehabilitasyon merkezinde tedavi olması gerekir. Bu tip yürüme bozukluğu olan hastalar, yürüme anında ayağını sürüklememek için diğer ayağını yukarıda tutar. Kasınçlı yürüme bozukluklarında ise hastalar, yürürken ayağını kaldırmaz ve sürükler. 
Yürüme rahatsızlıklarının giderilmesi için kişilerin bacak korsesi veya ayakkabı yükseltici gibi ekipmanlar kullanması gerekir. Bacak korseleri, yürüma anında bacağın kendisini bükmesini engeller ve bacağa düzgün bir şekil verir. Bacak korsesi, özellikle sakatlanmalar sonucunda ortaya çıkan yürüme bozukluklarında önerilir. Bu korse ile günde yarım saatlik yürüyüşler yapmak bacak kaslarının gelişimini sağlar. Korse ile yürüyüşler her zaman tarta pistlerde ve spor merkezlerinde yapılmalıdır. Engebeli bölgelerde yürümek bacağı zorlayabilir. Ayakkabı yükselticileri ise bacaklar arasında boy farkı varsa tercih edilmelidir. Bu şekilde bacakların aynı oranda olması sağlanır ve yürüme bozukluğu giderilebilir.
Yürüme bozukluklarında B12 vitamini ek olarak alınmalı ve rehabilitasyon merkezinde düzenli olarak kontrolden geçilmelidir. Yürümede gözle görülen düzelmelerin sağlanması için belirtilen ekipmanların kullanılması gerekir. Spor merkezlerinde de çeşitli yürüme aletlerinde çalışmalar yapılabilir ve kas grupları gelişitilebilir. 

2 Şubat 2018 Cuma

Diş Nasıl Daha Beyaz Görünür?

Bazı insanlar doğuştan beyaz dişlere sahipken bazı insanlar daha sarı dişlere sahiptirler. Ten rengi gibi diş rengi de farklılık gösterir. Gülümsemeyi daha da güzelleştiren dişlerin daha beyaz olması oldukça mümkündür. Günlük hayatta içilen kahveler, çaylar veya sigara gibi maddeler dişe zarar vermekle kalmayıp renginin de sararmasına neden olur. Dişlerin temizliği için sigara kullanımı ve kahve gibi içeceklerin kullanımı da azaltılmalıdır. Bununla birlikte diş hekimizin onayıyla evde uygulacağınız kolay yöntemlerle de dişlerinizi daha beyaz hale getirebilirsiniz.
Evde uygulanacak basit yöntemler
  • Karbonat kullanabilirsiniz. Dişlerinizi karbonat içeren diş macunuyla günde iki kez fırçalayabilirsiniz. Böylece daha beyaz ve güçlü dişlere sahip olacaksınız. Bunun yanında diş ipi de kullanmayı aksatmayın. Fazlaca kahve, sigara, çay tüketiyorsanız dişlerinizi günde 3 kez fırçalamanızda fayda vardır.
  • Adaçayı kullanabilirsiniz. Bir miktar adaçayını ezerek haftada bir kez hafif ıslattığınız diş fırçanızın üzerine dökün ve çok bastırmadan dişlerinizi bununla fırçalayın.
  • Bir başka yöntem ise çilek kullanın. Mevsiminde olan çileği iyice ezerek hafif ıslatılmış diş fırçanızın üzerine koyun ve bununla dişlerinizi fırçalayın. Bu yöntemi günde bir kez uygulayabilirsiniz. 
Dişlerinizi fırçalarken doğru fırçaladığınızdan emin olun. Diş hekiminize başvurduğunuz taktirde onun söylediği gibi dişlerinizi fırçalayın ve fırçalarken çok bastırmamaya dikkat edin. Böylece güçlenen diş etiniz de dişlerinizin daha beyaz görünmesinde önemli rol oynayacaktır. 
Başka dikkat edeceğiniz husus ise diş beyazlatıcı olarak kullanılan diş macunlarıdır. Bu macunlar aşındırıcı maddeler içeriyor olabilir. Dişlerini beyazlatırken aşınmasına sebep olabilirler. Bu yüzden kullanacağınız diş beyazlatıcı macunların size göre olup olmadığına dikkat etmeniz gerekmektedir. 
Diş beyazlatma tedavileri de dikkat edeceğiniz diğer önemli konulardan birisidir. Dişlerinizi beyazlatmak isterken hassaslaşmasına ve böylece hassaslaşmış olan dişlerinizin kırılmasına neden olabilirsiniz. Diş beyazlatma tedavisi uygulamadan önce mutlaka bir ağız tedavisinden geçmelisiniz. Dişlerinizde bulunan çürükler, kaplamalar, porselenler de dişlerinizi sarartıyor olabilir. Hekiminize başvurduktan sonra sizin için en iyi olan yöntemi belirleyerek daha beyaz dişlere sahip olabilirsiniz. Beyaz dişlere sahip olmakla kalmak dişlerinizi daha kuvvetli hale getirebilirsiniz.

1 Şubat 2018 Perşembe

Karın Şişliği Nasıl Geçer?

Belli dönemlerde hormonal olarak veya farklı sağlık sorunlarına göre ortaya çıkan karın şişliği sorunu doğru gıda ve sıvıların tüketilmesinin yanında düzenli sağlık aktivitelerinin uygulanması ile geçebilen bir sorundur.
Özellikle kadınlarda daha çok görülen bu sorun regl döneminde hormonal olarak ortaya çıkar. Bu dönemde karın şişliğini en aza indirmek için alınan gıda ve sıvılara çok dikkat edilmelidir. Regl döneminde günde en az 2.5 litre su tüketilmelidir. Su dışında alınan sıvıların doğal olmasına özen gösterilmelidir. Asitli içecekler karın şişliğini arttırdığı için bu dönemlerde kahve ve çay gibi içeceklerden uzak durulmalıdır. Regl döneminde kadınların günde 1-2 bardak adaçayı ya da papatya çayı tüketmeleri de karın şişliklerinin azalmasına yardımcı olacaktır. Bu dönemde kadınlar aşırı tatlı tüketmeye ihtiyaç duyarlar fakat aşırı tatlı tüketmek karın şişliğine sebep olur. Tatlı tüketme ihtiyacı duyulduğu zaman şekerli çikolatalar yerine taze mevsim meyveleri tüketilmelidir.
Regl dönemi dışında da genellikle kabızlık sorunu karın şişliğini beraberinde getirir. Kabızlık sonucu ortaya çıkan karın şişliğinin geçmesi için bol sıvı tüketimi ve bilinçli bir beslenme gerekmektedir. Kabızlık sorunu çeken kişiler kuru kayısı, kuru incir, kuru erik, ıspanak ve semizotu tüketmelidir. Asitli içeceklerden uzak durularak doğal meyve suları tüketilmelidir. Kabızlık döneminde muz, şeftali, tatlı elma, beyaz ekmek ve asitli sıvılardan kesinlikle uzak durulmalıdır aksi takdirde karın şişliği sorunu artarak devam edecektir.
Stresli dönemlerde mide şişliği ve bulantıları artar. Karın şişliğinden kurtulmak için stresi en aza indirmek gerekir. Stres içindeki kişilerin spor aktivitelerinde bulunmaları gerekir. Gün içinde yapılan yarım saatlik kısa yürüyüşler kişinin stresten uzak durarak karın şişliğinden kurtulmasını sağlar. Günde en az 1 bardak doğal bitki çayları tüketmek stresten dolayı oluşan karın şişliğinin geçmesini sağlar. Bitki çaylarının doğal olmasına özen gösterilmelidir bu yüzden hazır paket bitki çayları yerine aktarlardan doğal bitkiler alınmalıdır. Özellikle rezene çayı, adaçayı, melisa çayı ve papatya çayı bu dönemlerde tüketilmesi gereken bitkilerdir. 
Alkol kullanımı da karın şişliğine sebep olur bu yüzden bu tür rahatsızlıkların görüldüğü dönemlerde kişilerin alkol tüketiminden kesinlikle uzak durmaları gerekir. 

31 Ocak 2018 Çarşamba

Migren Neden Olur?

Şiddetli baş ağrısı ile kendini gösteren migren, yaygın görülen bir rahatsızlıktır. Bazı durumlarda baş ağrısına; kusma, bulantı, ışık ve kokuya karşı geliştirilen hassasiyet de eklenir ve migren dayanılmaz bir hale gelir. Migren, basit ve klasik migren olarak iki gruba ayrılır ve bu çeşitler, başın tek ya da çift tarafında ağrı görülmesi ve ağrının şiddeti ile birbirlerinden ayrılabilir. 
Bu rahatsızlık, daha çok ataklar halinde ortaya çıkar ve bu atakların belirli sebepleri vardır. Bunlar;
  • Uyku Düzeni: Az ya da çok uyumak migreni tetikleyen sebeplerin başında gelir. Bir uyku düzeni olmayan ve az ya da çok uyuyarak yoğun gün geçirenlerde migren atakları sıklaşır. 
  • Stresli Yaşam: Stres, birçok başka hastalığa davetiye çıkardığı gibi migreni de tetikler. Stresli bir işte çalışanlar ya da sınav dönemlerinde olan öğrenciler, stresli dönemlerden geçenler sık sık migren atağı geçirebilir. 
  • Beslenme Düzeni: Kişinin gün içerisinde tükettiği besinler de atakların görülme sıklığında önem taşır. Kişinin öğünleri her açıdan yeterli değilse, uzun süre aç kalıyorsa, çok fazla kafein tüketiyorsa ya da öğün aralarını şekerli ve yağlı gıdalarla geçiştiriyorsa bu beslenme düzeni, migrene ortam hazırlayabilir. Alkol de migreni tetikleyicidir. Özellikle çok alkol tüketilen günlerin sabahında alkolün verdiği baş ağrısı migren ağrısı ile birleşebilir.
  • Hormonal Değişiklikler: Kadınlarda dönem dönem görülen hormonal değişiklikler de migrenin nedenlerindendir. Adet dönemi ve gebelik dönemi migren için kritik zamanlardır. Bu değişiklikler nedeni ile migrenin kadınlarda daha sık görüldüğü tespit edilmiştir. 
Günlük rutindeki değişmeler, diyet yapmak, kullanılan bazı ilaçlar, ekrana uzun süre bakmak ve kafaya alınan darbeler de migren sebepleri arasında sayılabilir. 
Migreni tetikleyen faktörleri Migreni Tetikleyen Faktörler yazısından okuyabilirsiniz. 

Migreni Tetikleyen Faktörler

Bir baş ağrısı türü olan migren, ataklar halinde görülür ve çok şiddetli bir şekilde gerçekleşebilir. Atakların süresi 4 saat ile 72 saat arasında değişir. Baş ağrısı ile birlikte mide bulantısı, kusma, sese ve ışığa aşırı duyarlılık gibi rahatsızlıklar görülür. Kadınlarda migrene yakalanma oranı erkeklere göre üç kat daha fazladır. 
Migrenin gün içerisinde meydana gelmesi çeşitli faktörlere göre değişebilir. Migren hastası olan kişilerin bu faktörlerin bilincinde olması gerekir. Bu unsurlar şu şekilde belirlenmiştir:
Gürültü ve Yoğun Işık
Gün içerisinde veya uyku öncesinde fazla ışık altında kalmak veya ortamın fazla gürültülü olması migrenin meydana gelmesine neden olur. Bu nedenle migren hastalarının karanlık ve sessiz ortamlarda uyuması gerekir. Bununla birlikte özellikle uyku öncesinde zihin ve beden rahatlamasını sağlayacak egzersizler yapılmalıdır.
Uzun Süreli Açlık ve Öğün Atlamak
Günlük yoğun iş temposu nedeniyle öğünlerin atlatılması veya açlığın uzun saat devam etmesi baş ağrısına ve ardından migren ataklarına neden olabilir. Diyet yapan kişilerde de bu rahatsızlık görülür. Bu nedenle az ve sık beslenmeye dikkat edilmelidir. Ayrıca günde 2,5 litre su tüketilmelidir. 
Düzensiz Uyku
Geç saatlerde uyumak veya uyku düzensizliği yaşamak migren ağrılarına neden olabilir. Sağlıklı ve kaliteli bir uyku ile migren ağrılarının önüne geçilir. Yetişkin bir insanın günde 8 saat uyuması gerekir. Uykunun saati ise her gün aynı olmalıdır. 
Hareketsizlik ve Egzersiz Yapmama
Araştırmalara göre spor yapmayan veya çok hareket etmeyen kişilerde migren görülme olasılığı daha fazladır. Bu nedenle sabahları bir saat yürümek gibi basit bir spor aktivitesi bile migreni ortaya çıkaran nedenin önüne geçmeyi sağlar. Zihinsel ve fiziksel olarak oksijen almak ve hareket etmek migren ağrılarının bitmesini sağlar. 
Kafein ve Sigara Tüketimi 
Gün içerisinde fazla miktarda kafein tüketmek özellikle akşam migren ağrılarının başlamasına neden olabilir. İçeriğinde uyarıcı madde olması migren ağrılarına ortam hazırlar. Fazla sigara içmek de nikotin nedeniyle beyin sinirlerinin uyarılmasına neden olur ve migren ataklarını başlatabilir. Migrenin önlenmesi için bu maddelerden uzak durulmalıdır. 

Hazımsızlık Nasıl Anlaşılır?

Tıp dilinde dispepsi olarak adlandırılan hazımsızlık, her yaştan insanın sıklıkla karşılaştığı bir durumdur. Genel olarak karnın üst bölgesinde yer alan bir şişlikle gaz çıkarma şikayetleri ile kendini belli eder. Hazımsızlık, tek başına bir rahatsızlık olmaktan çok başka hastalıkların habercisi olabilir. 
Hazımsızlık Belirtileri
Dispepsi belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterse de genel olarak şikayetçi olunan belirtileri şu şekildedir:
  • Karnın üst bölgesinden uzun süreli şişlik
  • Gaz çıkarma 
  • Şişkinlik
  • Midede yanma
  • Ağza gelen asitli ve ekşi tat
  • Bacaklarda ağrı
  • Kabızlık
Bu beliritiler ile kendini gösteren hastalık hafife alınmadan en kısa sürede bir uzmana danışılmalıdır.
Hazımsızlık neden olur?
Hazımsızlık genel olarak yanlış beslenme kaynaklı ortaya çıkar. Ancak ilerleyen yaşlarda görülen ve uzun süren hazımsızlıklar, başka hastalıkların belirtisi olabilir. Başlıca hazımsızlık nedenleri:
  • Yanlış beslenme
  • Sindirim sistemi hastalıkları
  • Mide hastalıkları
  • Tiroid sorunları
  • Hamilelik
  • Bağırsaklardaki sorunlar
  • Pankreatit
  • Gastrit 
  • Ülser şeklinde sıralanabilir.
Hazımsızlığın nedenlerine bakıldığında görülen ciddi hastalıklardan dolayı bu sorun hafife alınmamalıdır. Özellikle 30 yaş ve üzerindeki kişiler tarafından hazımsızlık, her zaman bir erken uyarı sistemi anlamı taşımalıdır. Erken teşhislerde yukarıdaki hastalıkların çoğu sorunsuz olarak kısa sürede tedavi edilebilir.
Bir hastalık olarak ele alındığında hazımsızlık, kısa süreli tedaviler ile iyileştirilebilir. Beslenme koşullarına dikkat edilmesi, hazımsızlık tedavisinin ilk adımıdır. Ardından hastalığın genel gidişatına göre çeşitli tedavi yöntemleri uygulanır.